Kahramanmaraş’ta, 150 kişinin hayatını kaybettiği Palmiye Sitesi’nin yıkılmasıyla ilgili 1’i firari 3 kişi hakkında ‘bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma’ suçundan 22,5’ar yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanarak dava açıldı. İddianamede şüphelilerden Jeoloji Mühendisi Ömer Tarakçıoğlu’nun ifadesinde, sitenin zemin etüdünü gözlemsel olarak yaptığını söylediği belirtildi.
Şehit Abdullah Çavuş Mahallesi’nde bulunan 3 bloklu Palmiye Sitesi, 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremde yıkıldı. Yıkılan binalarda 150 kişi hayatını kaybederken, 16 kişi yaralandı, 2 kişi ise bulunamadı. Sitenin yıkılmasıyla ilgili başlatılan soruşturmada binanın müteahhitleri Hacı Ahmet Ersoy ve Ali Babaoğlu ile jeoloji mühendisi Ömer Tarakçıoğlu hakkında gözaltı kararı verildi. Adresinde bulunamayan, aynı zamanda statik proje müellifi ve fenni mesul de olan Ali Babaoğlu hakkında 14 Şubat 2023’te yakalama kararı çıkartıldı. Diğer 2 şüpheli ise sorgularının ardından adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı.
Zemin etüdü 9 katlık, yapılan bina 12
Soruşturma kapsamında toplanan delil, belge, fotoğraf ve videolar bilirkişi için Konya Teknik Üniversitesi’ne gönderildi. 5 kişilik bilirkişi heyeti, yapmış oldukları inceleme ve değerlendirme sonunda hazırladıkları 40 sayfalık raporu savcılığa gönderdi. Raporda, zemin etüdüyle ilgili yapılan değerlendirme dikkat çekti. Bilirkişi raporunda zemin etüdüne göre yapının 9 katlı olması gerektiği ancak yıkılan binanın 12 katlı olduğu belirtilerek, şöyle denildi:
“Zemin etüt raporunda yapının 9 katlı inşa edileceği belirtilmiştir. Ancak yapıya ait projeler ve dosyada bulunan binaya ait ruhsatlardan yapının 2 bodrum kat, zemin kat, 8 normal kat, çatı kat olmak üzere 12 katlı olduğu ve toplam yüksekliğinin 36,4 metre olduğu anlaşılmaktadır. Zemin etüt çalışmalarının planlanmasında yapı boyutlan, yapı tipi, yapı yüksekliği, yapının bodrum katının olup olmadığı ve temel taban kotu gibi bilgilerin bilinmesi önemlidir. Zemin etüt çalışmaları bu bilgiler dikkate alınarak yapılmalıdır. Zemin etüt çalışmalarında yapının 9 katlı olacağı ifade edilmişken yerinde 12 katlı bir imalat yapılması durumunda, zemin etüt çalışmalarının daha da kritik olacağı ve inceleme derinliğinin daha fazla olacağı da kesindir. Bu yönüyle zemin etüt raporunda öngörülen 9 katlı yapı yerine 12 katlı bir yapının imal edilmesi durumunda zemin ortamında oluşacak ilave gerilme artışları yapının statik ve dinamik yükler etkisi altındaki davranışını etkileyecektir.”
Müteahhit, statik proje müellifi, belediye proje kontrol birimi asli kusurlu çıktı
Raporun sonuç kısmında ise binanın yıkılmasında sorumluluğu bulunanlar sıralanarak, şöyle denildi:
“Sonuç olarak, soruşturma dosyası üzerinden yapılan inceleme, değerlendirme ve elde edilen bulgular neticesinde binada, 7.7 büyüklüğündeki depremin oluşturduğu yükün yapının tasarım aşamasında geçerli olan yönetmelik koşullarının üzerinde olabileceği ancak bu aşımın düşük bir seviyede olduğu, söz konusu binanın 1998 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik ve deprem mühendisliği ilkelerine uyulmadan projelendirildiği ve imal edildiği, proje analizleri neticesinde zemin emniyet gerilmesinin aşıldığı, beton basınç dayanımının projedeki C20 beton dayanımını sağlamadığı tespit edilmiştir. Sonuçlar ışığında deprem sırasındaki göçmenin ana nedeni, binanın projelendirme ve imalatı sırasında gerek altyapı gerekse üstyapı açısından yeterli mühendislik hizmeti alamamış olmasıdır. Deprem nedeniyle yıkılan binanın projelendirme, yapım ve iş bitimi aşamalarındaki mevcut durumuna göre yapının sorumlu müteahhidi, statik proje müellifi, fenni mesulü, belediye proje kontrol birimi asli kusurlu, jeoloji mühendisi ve belediye yapı kontrol birimi tali kusurludur.”
Suçlamaları kabul etmediler
Soruşturmanın sonunda cumhuriyet savcısı, müteahhitler Ali Babaoğlu ve Hacı Ahmet Ersoy ile jeoloji mühendisi Ömer Tarakçıoğlu hakkında ‘bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma’ suçundan 22,5’ar yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenledi. İddianame sanıkların ifadelerine de yer verildi.
‘Bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma’ suçundan 22,5’ar yıla kadar hapis istenen ve 5’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, şüphelilerin yargılanmalarını gerektirir nedenler ise şu şekilde sıralandı:
“Şüphelilerin, binanın proje-yapım aşamalarında tespit edilen eksikliklere ve Kahramanmaraş ilinin deprem bölgesinde olduğunu, usulüne uygun yapılmayan yapıların meydana gelen depremlerde yıkılabileceğini objektif olarak var olan dikkat ve özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olmasına rağmen üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyerek sitenin proje aşamasında; statik proje içeriği yetersizliği, temel donatı alanı yetersizliği, temel zemin emniyet gerilmesi yetersizliği, statik hesap raporu yetersizliği, kolon boyutları yetersizliği, kolon donatı alanı yetersizliği, kiriş donatı alanı yetersizliği, donatı detaylandırması yetersizliği, zemin araştırması yetersizliği, oturum analizi yapılmasının gerekli olmasına rağmen yapılmamış olması, yapım aşamasında ise malzeme kalitesi yetersizlikleri bulunmasına rağmen binayı inşa ederek bilinçli taksirle hareket etmek suretiyle vefat ve yaralanmalara sebebiyet vererek üzerlerine atılı bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçunu işlediklerini gösterir haklarında kamu davası açılmayı gerektirir delile ulaşıldığı anlaşılmıştır.”
Öte yandan, haklarında soruşturma açılması izne tabi olan kamu görevlilerin dosyaları ise ayrıldı.